Örsan K. Öymen yazdı : İftira ve ihanet

Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngiltere, Fransa, Yunanistan ve İtalya Osmanlı topraklarını işgal ettiğinde, Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahı işgalci güçlere karşı Kurtuluş Savaşı’nı başlatırken değiştimÖnce Türkleri Anadolu’da küçük bir toprak parçasına hapseden Sevr Antlaşması’nın imzalanmasını onaylayarak, ardından Atatürk’ü idama mahkum ederek işgalci ülkelere teslim oldu.
Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında Atatürk’e ve Cumhuriyet’e karşı savaşan, emperyalist işgal güçleriyle işbirliği yapan tek kişi Osmanlı padişahı değildi. İskilipli Atıf, Mustafa Sabri Görmek Şeyh dedi Onun gibi kökten dinci yobazlar bile ihanet cephesinde yer aldı.
Ancak bu ihanetin ardından Vahdettin bir İngiliz savaş gemisiyle Osmanlı topraklarını terk etmiş; İskilipli Atıf ve Şeyh Sait idam edildi; Mustafa Sabri Mısır’a kaçtı ve köktendinci Müslüman Kardeşler örgütünün üyesi oldu.
Yüz yıldan fazla zaman geçti ama pek bir şey değişmedi! Bugün, Vahdettin, İskilipli Atıf, Mustafa Sabri ve Şeyh Sait gibi, Kurtuluş Savaşı’nın öncüsü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine karşı mücadele eden bir kitle var.
Bu kitlenin dayatmalarının ve oligarşik entrikalarının ardından cumhuriyetin, yani halkın egemenliğine dayalı yönetim biçiminin ortadan kaldırılması süreci maksimum seviyeye ulaştı!
Öncelikle laiklik ortadan kaldırıldı; Yasama, yürütme ve yargı ile bağımsız yargı arasındaki kuvvetler ayrılığı kaldırılmış; İfade, yayın, basın ve örgütlenme özgürlüğü yok edildi. Son olarak, seçimleri kazanabilecek bir cumhurbaşkanı adayının ve seçilmiş belediye başkanlarının hukuka aykırı olarak tutuklanmasıyla seçme ve seçilme özgürlükleri, özgür ve dizginsiz seçimler gasp edildi.
2007’den bu yana yaşanan bu gelişmelerle yeniden halkın değil saltanatın hakim olması sağlandı!
***
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğluBaşlangıçta onu teröristlerle işbirliği yapmak ve kamu çalışanlarına hakaret etmekle suçladılar. Hiçbir şeyin başarılamayacağı anlaşılınca Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı için gerekli olan üniversite diploması hukuka aykırı bir şekilde iptal edildi. Ertesi gün Ekrem İmamoğlu’nu yolsuzluk suçlamasıyla tutukladılar. Sonunda Ekrem İmamoğlu hakkında casusluk suçlamasıyla bir tutuklama kararı daha çıkardılar.
Böylece Ekrem İmamoğlu, dünya ve insanlık tarihinde terörle, belgede sahtecilikle, hakaretle, yolsuzlukla, casuslukla suçlanan ilk belediye başkanı oldu! Tarihte başka hiçbir lider bu kadar çok ve çeşitli suçlarla itham edilmedi!
Milletin egemenliğinin gasp edilmesi bununla bitmedi; Bir kez daha absürd ve gülünç casusluk iddiasıyla devletin propaganda aygıtına dönüşmemiş onlarca televizyon kanalından üç televizyon kanalından biri olan Tele1’e el konulurken, kanalın kurucusu ve yöneticisine de el konuldu. Merdan Yanardağ Hatta tutuklandı!
Özetle, Nazi yönetimi sırasında Almanya’da uygulanan, “Öyle büyük bir yalan ve iftira atın ki, herkes inansın.” Taktik uygulandı, böylece Türk milletine aptal muamelesi yapıldı!
Stratejik ve ticari çıkarları nedeniyle Türkiye’de demokrasi katliamına ortak olan, Avrupa’nın siyasi değerleri konusunda ikiyüzlülük yapan ve geçtiğimiz günlerde Ankara’ya gelen İngiltere Başbakanı. Keir Starmer‘Eğer Almanya Şansölyesi Federico MerzBu yalan ve iftiralara inanıp inanmadıkları bilinmiyor.
Ancak İngiltere, ABD, Almanya, Fransa ve İtalya çok iyi bilmelidir ki Türk milleti bir asır sonra bile aptal olmadığını tüm dünyaya ispatlayacaktır!



