İsrail’in soykırımı kuruluşundan bu yana işgalle ilişkilendiriliyor
Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki tampon bölgenin İsrail ordusunun işgali, Tel Aviv’in işgal politikasını yeniden gündeme getirdi.
İsrail’in işgal süreci 1947 yılında Birleşmiş Milletler’in (BM) 181 sayılı kararıyla başladı.
BM kararıyla tarihi Filistin topraklarının yüzde 56’sından fazlası Yahudilere bırakılacaktı.
İsrail Devleti, 14 Mayıs 1948’de İngilizlerin tarihi Filistin topraklarındaki işgalinin sona ermesiyle kuruldu.
İlk savaş 1948 yılında bağımsızlığını ilan eden İsrail ile Arap ülkeleri arasında çıktı.
Bu savaşta İsrail, Batı Kudüs de dahil olmak üzere tarihi Filistin topraklarının yaklaşık yüzde 68’ini ele geçirdi.
En büyük işgal 1967’de gerçekleşti
Kuruluşundan bu yana işgal politikasını sürdüren ve genişleten İsrail’in 1967’de başlattığı süreç, iki devletli çözüm de dahil olmak üzere bölgede pek çok sorunun başlangıcı oldu.
İsrail, “Altı Gün Savaşı” olarak bilinen savaşta Doğu Kudüs, Batı Şeria, Gazze Şeridi’nin yanı sıra Mısır’ın Sina Yarımadası ve Suriye’deki Golan Tepeleri’ni işgal etti.
Mısır ve Suriye, 1967’de işgal ettiği toprakları geri almak için 1973’te Yom Kippur Savaşı’nı başlattı. Bu savaştan ağır etkilenen İsrail, 1979’da Mısır’la imzalanan barış anlaşmasının ardından Sina Yarımadası’ndan çekildi.
İsrail, 1974 yılında Suriye ile imzalanan Güçler Ayrılığı Anlaşması kapsamında 1973 savaşında ele geçirdiği bölgelerden çekilmesine rağmen Golan Tepeleri’ndeki işgalini sürdürüyor.
Lübnan’daki Meslekler
İsrail, Filistin, Mısır ve Suriye’nin yanı sıra çeşitli bahanelerle komşusu Lübnan’ı da defalarca işgal etti.
Lübnan’a ilk işgalini 1978 yılında başlatan İsrail, 1982, 1996 ve 2006 savaşlarında bu ülkenin topraklarını ele geçirmişti.
İsrail, varılan anlaşmalar doğrultusunda söz konusu savaşlarda işgal ettiği Lübnan topraklarından çekildi.
İsrail en son 30 Eylül’de başlattığı kara saldırısıyla Güney Lübnan’ın bazı bölgelerini işgal etmişti.
Nüfusu yaklaşık 5,3 milyon olan Lübnan’da bu işgal nedeniyle yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi.
27 Kasım’da varılan ateşkes kapsamında İsrail’in son saldırılarda işgal ettiği Lübnan topraklarından 60 gün içinde çekilmesi bekleniyor.
“Pamuk ipliğine bağlı” olarak nitelendirilen bu ateşkesin ardından İsrail’in işgal altındaki Lübnan topraklarından tamamen çekilip çekilmeyeceği sorusu gündeme geliyor.
Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Golan Tepeleri’nin işgali devam ediyor
İsrail, üzerinden 57 yıl geçmesine rağmen 1967’de işgal ettiği Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri’nden çekilmedi.
İsrail bu bölgelerdeki işgalden vazgeçmek yerine onu pekiştirmeyi tercih etti.
Bu kapsamda Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 250’den fazla Filistin toprakları ele geçirildi ve Filistin topraklarını gasp eden 700 binden fazla İsrailli, buralarda inşa edilen kaçak konutlara yerleştirildi.
Golan Tepeleri’nde bugüne kadar 30’dan fazla Yahudi yerleşim yeri bulunuyor. Burada 20 bine yakın Yahudi yerleşimci yaşıyor.
Başbakan Binyamin Netanyahu son günlerde yaptığı açıklamalarla buralardaki işgalden vazgeçmeyeceklerinin mesajını vermişti.
Netanyahu, 9 Aralık’ta Golan Tepeleri’nin işgaline ilişkin açıklamasında şunları ifade etti: “Golan sonsuza kadar İsrail Devleti’nin bir parçası olacaktır.” dedi.
Netanyahu, 12 Aralık’taki açıklamasında “Kudüs İsrail’in bölünmez başkentidir ve sonsuza kadar öyle kalacaktır” diyerek işgalin devam edeceğini savundu.
Netanyahu son olarak dün yaptığı açıklamada, “İsrail’in güvenliğini tehlikeye atacak bir Filistin devletinin kurulmasına karşıyım” diyerek Batı Şeria’nın işgalinden vazgeçmeyeceğini ilan etti.
Netanyahu yönetimi Gazze’nin kalıcı işgalini destekliyor
İsrail’in 1967’de işgal ettiği yerlerden biri de Gazze Şeridi’ydi. Bu işgalin ardından Tel Aviv yönetimi, Gazze’nin birçok yerinde Filistin topraklarını gasp ederek buralarda yasa dışı yerleşim yerleri kurarak Yahudileri buralara yerleştirdi.
Eski İsrail Devlet Başkanı Ariel Şaron, 2005 yılında Gazze’den tamamen çekilme kararı aldı. Bu kararın ardından Gazze’de gasp edilen Filistin topraklarında yaşayan Yahudiler tahliye edildi.
Bu karardan kısa bir süre sonra İsrail, 2006 yılında yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze’yi hava, kara ve deniz yoluyla abluka altına aldı.
İsrail, 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırıların ardından Gazze’yi yeniden işgal etti.
Netanyahu yönetimi, saldırıların devam ettiği Gazze’deki işgali sürdürerek bunu kalıcı hale getirmeyi amaçlıyor.
Bu bağlamda Netanyahu, Gazze Şeridi’nin kuzeyini ve güneyini ayıran Netzarim koridoru ile Mısır-Gazze sınırındaki Philadelphia koridorunun işgalinin, olası bir esir değişimi ve olası bir tutuklu değişimi amacıyla devam etmesi gerektiğini tespit etti. İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşması imzalandı. .
Sonunda Suriye’deki tampon bölgeyi işgal etti
İsrail ordusu, geçtiğimiz günlerde Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki tampon bölgeyi işgal etmişti.
Tel Aviv yönetimi bu işgalin “geçici” olduğunu iddia etse de geçmişteki benzer örnekler nedeniyle birçok soru ortaya çıkıyor.
İlginçtir Netanyahu, yanına Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’yi alarak 7 Aralık’tan sonra işgal edilen Hermon Dağı’ndaki tampon bölgeye gitti.
Netanyahu burada yaptığı açıklamada, Hermon Dağı’nın işgalinin “İsrail’in güvenliğini sağlayacak bir düzenleme bulunana kadar” devam edeceğini söyledi.